Sadakati, boynuna inen bir bıçakla ödüllendirilen mazlum bir ruh: Vikir. “Artık başkalarının peşinde koşarak yaşamayacağım!” diyerek son nefesini verdiğinde, ölümün ardında ona sunulan beklenmedik bir fırsatla karşılaştı. Karanlığın içinde yeniden doğan Vikir’in gözleri kızıl bir alev gibi parıldadı. “Bekle beni, Hugo. Bu kez boğazını parçalayacak olan pençe bizzat benim olacak.”
Kanlı intikam, bir kıyamet kadar kesin ve kaçınılmaz bir kader gibi yaklaşırken, Vikir, geçmişin köpek gibi itaat eden gölgesi olmaktan çıkıp, avını dişleriyle ezen bir avcıya dönüşüyor. İhanetin pençeleriyle yazılmış bu destanda, Baskervillelerin gerçek laneti kim olacak? Hugo’nun sonu, Vikir’in doğuşuyla mı mühürlenecek?
Sadakat, intikam ve karanlıkla yoğrulmuş bu hikaye, okuyucuyu nefes kesen bir mücadeleye çağırıyor.