Kralın gayrimeşru oğlu olan Raymond’un düzgün bir yaşam sürmesinin tek yolu, toplumda saygı gören bir şifacı olmaktır. Ancak, iyileştirme yetenekleri oldukça sınırlı ve zorlu bir yaşam sürüyormuş gibi görünmektedir. Bir gün, Raymond kendisini “tıp bilimi” adı verilen, iyileşmenin ötesinde sorunları çözme potansiyeline sahip bir bilgi kaynağına erişim bulmuş halde bulur. Bu devrim niteliğindeki bilgiyle, Raymond’un hayalleri arasında yer alan şöhret ve kabul görme hedeflerine ulaşabilmesi için, kendisine ve onun yöntemlerine karşı olan derin önyargıları aşması gerekecek.
Raymond’un hikayesi, zorluklarla dolu bir yolculuğun yanı sıra toplumda kabul görme ve kendini ispatlama arayışını da yansıtmaktadır. Bu yalnızca bir tıp serüveni değil, aynı zamanda bir kimlik bulma mücadelesidir. Duygusal ve içsel çatışmalarla dolu olan bu yolculuk, izleyicilere ilham veren bir hikaye sunmaktadır.